Anda kalmak gerçekte nasıl bir şey?

Hepimiz sık sık duyuyoruz değil mi? “Anda Kalmak” sürekli karşılaştığımız ama tam olarak ne yapacağımızı bilemediğimiz ve ne olduğunu tam anlamadığımız bir terim. Ne kadar önemli olduğunu bu yazımda anlayacağınızı ve artık uygulamaya başlayabileceğinizi düşünüyorum.

Önce şu kavramdan başlayalım. Sadece şu an vardır. Ne geçmiş, ne de gelecek. Bunda hemfikiriz sanırım. Peki bu ne işimize yarayacak? Şöyle ki eğer geçmiş geçmişte kalmış ve gelecek henüz gelmemiş ise biz anda olmalıyız ama malesef olamıyoruz. Ya geçmişin pişmanlıkları, üzüntüleri zihnimizi donatıyor ve geçmişte yaşamaya başlıyor veya gelecekte ne olacak gibi kaygılar ile stres yaratıp gelecekte yaşıyoruz. Her iki durumda da anda olamıyoruz. 

Peki ne yapalım? düşünmeyelim mi? Elbette düşünmeden duramıyoruz ama önce düşüncelerinizi gözlemleme ile başlayın ve geçmişte mi gelecekte mi olduğunuzu önce farkedin. Bunu anlamak için yanınızda küçük bir defter taşıyarak veya telefonunuza not alarak düşüncelerinizin ağırlıklı ne olduğunu bulmaya çalışın. Bazılarında hem geçmiş hem gelecek sürekli beraber dönüyor da olabilir.

Geçmiş ve gelecekten nasıl kurtulacağımıza gelmeden önce bunun bize ne gibi faydaları var onlardan bahsedelim.

Anda kalmak birçok açıdan bizi iyileştirir ve hayatın tadını çıkarmamızı sağlar. Kendiniz  ile barışık olmanızı, mutlu olmanızı, hem fiziksel hem de ruhsal iyileşmenizi sağlar. Aslında ikisi beraber iyileşir ve siz ruhsal anlamda iyileşirken yeni siz yeni bir beden yaratır. Dna nız yeni kimliğiniz ile yeniden şekillenir. Tarihe geçmiş birçok örnekte kanser teşhisi konmuş insanlar ümitsiz kaldıklarında ve anı yaşamaya karar verdiklerinde ve hastalığı unuttuklarında ve endişe etmediklerinde hastalığın da geçtiğini görmüşlerdir. Bir adamın hikayesini hatırlıyorum amerika da yaşayan bir yunanlı o kadar stresli bir hayat yaşamış ki kanser olduğunu öğrenince memlekete dönüp son günlerini eşi ile doğduğu yerde yaşamak istemiş. Orada üzüm yetiştirip eski akraba eş dost ile keyifli bir hayat yaşamaya başlamış ve o kadar eğlenmiş ve mutlu olmuş ki bir süre için kanser olduğunu da unutmuş ve aradan bir süre geçmiş, aklına gelmiş. Doktara gittiklerinde kanserden eser kalmadığını öğrenmiş. Bunun gibi çok örnek var ama bu örnek burada arzularınızın peşinden gidip mutlu olmanın, endişe ve stresi geride bırakmanın ve aslında anda kalmanın öneminden bahsetmiş oluruz. 

Ruhsal açıdan da anda kalmak size çok şey katıyor olacak. Bu dünyadaki amacımız kendinizi gerçekleştirmek yani kendiniz olmak. Bu durumda kendiniz olabilmeniz için ne istediğinizi bulmanız gerekiyor. Bunu sadece anda kalmaya başlayarak bulabilirsiniz. Anda hiçbir sorununuz yoktur. Tabi kronik ağrısı ve hastalığı olanlar biraz farklı ama onlar da bu örnekteki gibi kurtulabilir ama amacımız bu noktaya gelmeden uyanmak ve kendimizi kurtarmak. 

Önceliğin kendiniz olduğunu, siz iyi olmadan kimseye faydanız olmayacağını ve bunun için anda kalmaya başlamanız gerektiğini anlamalısınız. Anda kalıp her şeyi görmeye başladığınızda, düşüncelerinizi gözlemleyeceksiniz ve görmediklerinizi görmeye başlayacaksınız. Bunlara istediğiniz ve istemediğiniz şeyleri görmek de dahil. Hayatın tadını çıkarmak için size verilenleri, Etrafınızdaki güzellikleri göreceksiniz. Hmm evet burada etrafımızdaki kötü şeyleri de maalesef göreceğiz. Ancak siz önce iyi olmalısınız bu yüzden kendinize ve güzelliklere odaklanın. Ne demiştik siz güçlenmez ve iyi olmazsanız kimseye faydanız olamayacak. Bu yüzden kötülükler ile mücadele edecekseniz çok güçlenmelisiniz. Bu tamamen ayrı bir konu bundan da bir  sonraki yazılarda bahsedelim.

Konumuza geri dönecek olursak, biz zamanı yatay bir  çizgi gibi düşünürsek o çizgi üstüne bir nokta koyalım ve an diyelim. Sağda kalan kısım gelecek solda kalan kısım ile geçmiştir. Zihin ve düşünceler geldikçe bu çizgi üzerinde geçmişe ve geleceğe hareket ederiz.

Anda kalmak dikeyde yaşamaktır. Farklı bir dünyada ilerlemeye başlarsınız. Daha öncede yazılarımda anlatmıştım. Dünya sizin içinizden değişir. Siz dünyayı değiştiremezsiniz, önce kendinizi değiştirirsiniz.  Dikeyde ilerlemek çok  farklıdır. Ruhsal ilerlemedir. Yatayda ilerlemek ise zihinsel ilerlemedir. Zihin anda bulunamaz daima geleceğe ve geçmişe hareket eder. Ana bazen yaklaşır ve ama tekrar uzaklaşır. Anda kalmak geçmiş ve  gelecek düşüncelerini  barındırmadığınızda mümkün olur. Öyle bir odaklanır ve yaşarız ki zamanı unuturuz. Mutlu olur ve yaptığımız ne ise tadını çıkarırız. İşte anda olmak zaman illüzyonunu böyle yok etmek gibidir.

Daha önce not alın dememin sebebi buydu. Siz daha çok nereye gidiyorsunuz? Zihin anda kalmayı başaramaz. Sadece farkındalığınız çok artar ise anda kalmaya başlarsınız ve her şey iyileşmeye, frekansınız artmaya başlar. Ego bir kimliktir ve bu kimlik zihin tarafından beslenir. Ego sürekli kimliğini güçlendirmek ister ve  siz ne olarak tanımlanmışsanız geçmişte yaşıyorsanız belirli olayları tekrar tekrar yaşarsınız ve ne konuda gelecekle ilgili endişeler taşıyorsanız o deneyimleri çekersiniz. Yani başınıza bela açan egonuz, sizin kimliğinizdir. Karma denen şey aslında bilinenin aksine budur. Birine bir şey yaptığınız için bir şeyler yaşamazsınız. Kendinize verdiğiniz kimliği tanımlamak, pekiştirmek için sürekli aynı kısır döngüde sıkışmaktır karma. Aslında bunun sebebi de en derinde bir şeylerin farkına varmanız ve uyanmanız içindir. Bu karmayı aşmanız içindir. Bunu anda kalmayı başarabilirseniz hemen de yapabilirsiniz. Ancak insan zor öğrenir ve zor dersler çıkarır. Maalesef zor anlar. Çünkü hiç anda olamamaktadır. 

O zaman  tüm karmalardan anda kalarak hemen kurtulmak mümkün mü? Evet kesinlikle. Peki kurtulunca ne olacak? Enerjinizi sömüren ve sizi aslında yok eden  ve öldüren her şeyden kurtulacaksınız. Neden ölüyorsunuz? Öğrenemediğiniz ve karmalarınızı tamamlayamadığınız için artık bedenin dayanacak gücü kalmıyor. Çabuk yaşlanıyor, enerjisi düşüyor ve bir sonraki serüven için ruh bedeni artık terk ediyor. Bazen kurtulamayacağınızı anladığı içinde hemen gitmek  isteyebiliyor. Yani sizi öldürüyor ki devam edebilsin. Yeni deneyimler ile karmalarını aşabilsin. İşte bu kadar insan bunun için uğraşıyor ama tek yapılması gereken anda kalabilmek. Karmalardan kurtulmayı talep etmek ne geçmiş ne gelecek ile bağ kurmamak, olanın sizin hayrınıza olduğunu bilmek ve ana güvenmek, anda yaşamak işte bu. Size düşen görev, önce kendiniz olmak, kendinizi gerçekleştirmek , hayatın tadını çıkarmak ve hem ruhsal hem fiziksel olarak en iyisi olmak. Ondan sonra etrafınıza fayda sağlayabilirsiniz. Ama önce kendiniz. Önce anda kalmak. Bir kez neyi neden yaptığınızı anlamaya başladığınızda, başınıza ne çoraplar örüp sonra onları çözerek iyileştiğinizi sandığınızı anladığınızda o zaman gerçeği görmeye ve anın farkında olarak yaşamaya başlayacaksınız. Anda yaşamak plan yapmamak ile karıştırılır. Bu bence böyle değil. Planlarınız olacak ve uygulayacaksınız, temel bir yol haritanız, geçmişten ders çıkardığınız şeyler ve gelecek için çalışmalar yapacaksınız elbette. Ancak yaptığınız şeyde ne için yaparsanız yapın sevinç yoksa ve mutluluk vermiyorsa o zaman yanlış yoldasınız demektir.  Anda kalarak kendinizi değiştirmeye ve hayallerinizi, sizi mutlu edecek şeyleri bulmaya çalışmalısınız. Yaptığınız her şeyde hafiflik olmalı ve eğer yoksa orada bir şey öğrenmek için bulunuyorsunuz ve doğru yolda henüz değilsiniz demektir. Mesela sizi işiniz veya ilişkiniz size sürekli  sorun, yük veya sıkıntı oluşturuyorsa durup düşünmelisiniz. Buradan öğreneceğiniz ve vermeniz gereken kararlar var mı? Atmanız gereken adımlar var mı? Blinmeyene gitmeyi seçebiliyor musunuz? Siz güvenmedikçe ana ve bilinmeyene o size kendini açmayacaktır. Bir yerde sıkışıp kalmak ruhunuzda ciddi bir rahatsızlık ve dolayısı ile iç sıkıntısı ile kendini gösterir. Bu iç sıkıntısı ve iç huzuru fark etmeye ve dinlemeye başlayacaksınız. Hepimiz ruhumuzun sesine bu şekilde kulak vermeli ve bizim için en iyisini istediğini, onun da kendimiz olabilmek, özgür olabilmek ve özgürce ne istiyorsak o doğrultuda ilerleyebilmek olduğunu anlamamız gerekiyor. Yoksa bunu zor yoldan öğrenmeye devam edeceğiz. 

Anda kalabilmenin bir çalışma gerektirdiğini farkındalık açısından kabul ediyorum. Meditasyon yapmak, çeşitli  yöntemler kullanmak ve anda olmadığınız zamanları yakalayıp ana dönerek bunu sık tekrarladığınızda anda kaldığınız zamanları arttırmak mümkün. Aslında farkında olarak nefes alıp vermek bile anda kalmanızı sağlıyor. Bir şeyi farkında olarak yapmak. Ne yapıyorsanız onu onurlandırmak. Bir şeyi otomatik yapmamak. Bazı üstatlar ceplerinde ana dönebilmek için bir taş taşırlarmış. Her sıradan zamanda ellerini ceplerine attıklarında anın farkına varırlarmış. Bunu her yapışlarında daha çok ve daha çok anda kalırlarmış. Bunun gibi birçok yöntem bulmak ve alıştırmalar yapmak mümkün. Neden önemli olduğunu ve zihnin sizi andan nasıl kopardığını ve hasta ettiğini anlamak gerekli öncelikle. Ondan sonra istemek ve yapmak. Bir bahane yok. Yapmıyorsanız tekrar tekrar aynı şeyleri yaşayıp bir sonraki hayatınıza bazı şeyleri saklamayı kabul ediyorsunuz. Yapıyorsanız ise en doğru yoldasınız. 

Her şey kendinizin ve anın farkına varmanız, zor yoldan öğrenmeniz için bekliyor. Zor yolu bırakmak ve artık gidişata dur demek elinizde. Eckhart Tolle nin “Şimdinin Gücü” kitabını okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Ayrıca bir arkadaşınız ile bu konuları konuşmanın ve yorumlamanın, düşüncelerinizi ve duygularınızı yazmanızın da çok faydası olacaktır başlangıçta.  

O zaman sağlıcakla kalın, anda kalın 🙂